23 Aralık 2011 - Cuma | Olan biten

23 Aralık 2011 Read Comment
Her zamanki gibi sabah uyandım, okula gitmemek istedim. Fakat aklıma o geldi ve hemen gözlerimi fal taşı gibi açıp lavaboya gittim. Gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra okul yolunu tuttum. Sabah 2 mesaj vardı telefonumda. İkisi de ondan değildi fakat sevindirmişti birilerinin beni düşünüp "Günaydın :)" diye mesaj atması. Her zamanki gibi servise bindim ve okul yolunu tuttum. Okula geldiğimde sınıftaki manzara aynıydı. Hiçbirşey değişmiyordu bu sikik sınıfta. Herşey aynı, o da yoktu zaten. Pencere kenarındaki sıranın üzerine oturdum ve pencereden dışarıyı izlemeye başladım. Artık Gamze'nin servisini hatta servisten kaçıncı sırada indiğini bile ezberlemiştim. Uzaktan servisi usul usul yaklaştı okula, kapının önünde durdu ve 7. olarak indi servisten. Süzüle süzüle girdi okul kapısından ve yine üzerine ceket giymemişti. Her gün de küfrederim kendi kendime "bu kız salak mı bu soğukta titreye titreye geliyor okula, hastalanacak. Gelemeyecek okula, göremicem onu." diye. Neyse, girdi okula fakat bi de ne göreyim. İlk 3 ders sınıfta olamayacaktı, çünkü farklı sınıflarda ders'e giricektik seçmeli derslerimiz olduğundan. Okul bile bana karşı, ayırır hep beni ondan. Hızlıca dersler geçti ve 4. ders oldu, sınıfa girdi. Ve beni benden alan, her sabah beklediğim kelimeyi hissettim kulaklarımda. "Günaydııın" tepki veremedim, salaklık yaptım. Çünkü ağzımda kantinin sattığı kuru tosttan bir parça vardı, yavaşça gevelerken kafamı öne eğdim karşılık verir manasında. Oturdu sırasına usulca, ben ise her zaman yanında oturacakken o gün bi kıllık yüzünden önüne oturdum.

   Ders boyunca konuşmadım, neden ben de bilmiyorum. Her saniye onu düşündüm, arkamda ne yapıyor şuan acaba diye. Yanında olsam dönüp bakabilirdim fakat önündeyken öküz gibi arkamı dönüp kontrol etmek olmazdı. Yine de bazen bişeyler söyleme bahanesiyle dönüp dönüp baktım, o bile yetti. Hiç konuşmamaktan iyidir. Ders boyunca defterime salak saçma şekiller çizdim. Zil çaldı, kalktım ayağı ve döndüm arkama. Sesim çıkmadı nedense, her zaman konuşabilirdim aslında ama hep ben konuşmaktan, hep ben bişeyler söylemekten artık sıkılmaya başlamıştım. Sustum ve konuşulanları dinledim, her zamanki gibi olağan şeyler konuşuluyordu. Ben yine suskun bir şekilde devam ettim dinlemeye. Sonra omzumda bi el hissettim. "Vampir!? , hayırdır bugün sesin hiç çıkmıyor?" diye bir cümle duydum, arkamı dönüp "Anlamadım ki ben de niye böyleyim bugün" dedim. Ve dinlemeye devam ettim. O lanet ders zilini duydum sonra. Girdim ders'e, arkamdaki yana yakıla kitaptan nerde olduğumuzu soruyordu etrafa. Ben biliyordum fakat dönüpte söylemedim, hala soruyordu etrafa ama hiç önündeki çocuğa dokunupta "Vampir, nerde olduğumuzu biliyor musun?" sorma cesaretini gösteremedi. Söylemedim, sonrasında öğrendi nerede olduğumuzu. Başladı çalışmaya ve isyan sesi duydum arkamdan "İşlemediğimiz yerler vaaar." döndüm arkama, dedim ki ; "Dana mısın kızım sen, elindeki kitap ders kitabı değil. Dershanenin verdiği siktiriboktan bir kitap. (o ara çantamdan ders kitabını çıkarttım ve) Al şu kitabı, burdan bak. Sakarya Savaşındayız tamam mı?" dedim ve rahatlamış bir şekilde önüme geri döndüm. Ders'i elimdeki başka bir kitaptan takip ettim. Ve ders sonunda tekrardan kendi sınıfına gitti. Dersler sıkıcı geçmeye başladı. Çıkış zamanı geliyordu, çıktım sınıftan. Tek başıma koridorda yürüdüm ve aşağıya - merdivenlere geldim. Servisimi beklemeye başlarken Selma geldi, "Dershaneye gelicek misin bugün?" diye sordu, işlerim vardı ve bugün ben dershaneye gitmeyi planlamıyordum. "Hayır, gitmicem. Neden?" dedim. "Gelsene bugün, ders çıkışında bişeyler yiyecektik" dedi. "Benim haberim yok, kimse bana bişey demedi." dedim, içten içe bozulmuştum evet. Haberim yoktu, bana söylenmemişti. Cidden acayip bozulmuştum. Sonra Selma "Gamze, Vampir'e neden söylemedin yemeğe gideceğimizi?" diye sordu. "Aaa, ben söyledim diye hatırlıyorum ya, Kusura bakma Vampir" dedi benim hayatım olan Gamze. "Önemi yok ya, gelmicem ki bugün dershaneye zaten. Gidersiniz siz beraber. Hem yağmur da yağıyor zaten, arabamız mı var da binip geleyim" dedim. Gamze; "Geliceksin bugün dershaneye, yağmur yağıyosa da şemsiye filan bul ve gel Vampir!" dedi. "Peki öyle olsun" dedim. Ve içime bir mutluluk dağıldı. Sonra gözüme servis çarptı, beni almadan gidiyordu. "Hay ben böyle servisin ya, bak sizle konuşurken servisi kaçırdım. Sonra görüşürüz" dedim ve merdivenlerden aşağıya indim. Servisi aradım, 2 dakika içinde döndü ve beni aldı.

Eve gelmiştim, dershane için hazırlanacaktım fakat hiç gitmek istemiyordu canım. Çünkü ilk önce davet edilmemiştim ve sonradan davet edilmiştim. Saat 16.30'da başlayacaktı dershane. Saat 15.40'tı. Tam üzerimi giyiniyordum ki bir mesaj geldi. Telefonuma baktım ve "1 Yeni Mesaj : Gamze" , hızlıca 'Görüntüle' ye bastım. Ve mesaj buydu ; "Dershaneye gitmicez biz Vampir, haberin olsun. Okuldan çıktık ve direk eve geçiyoruz. :D" Onu tekrar göremeyeceğim için üzüleyim mi yoksa gitmeyeceğim için sevineyim mi bilemedim. "Haha, tamam. Ben de sırf siz dediniz diye gelicektim zaten, isabet oldu." yazdım ve gönderdim. Cevap gelmedi, gelmeyecekte. Saat 18.00'da tekrar mesaj yolladım cevap gelir umuduyla yine yoktu. Ve saat 20.30'da bidaha mesaj yolladım, bişeyi kaybettim ne yapıcam diye. Yine cevap gelmedi, sanırım şuan bi kız arkadaşının evinde, dedikodu yapıyorlar. Çünkü o arkadaşı az önce bir durum paylaştı. "XXX ve Gamze şu anda ; Ev'de." diye. Demek ki müsait değil ve cevap veremiyor diye avuttum kendimi. Fakat "Bir insan yaşıtı bi arkadaşının yanında nasıl müsait olmaz ki?" diye içim içimi kemirdi. Saat 21:45 ve hala ne bir mesaj, ne bir çağrı var.

Gerçi şöyle düşünmek gerekebilir. Onun gözünde ben kimim ki bana mesaj atıcak saniyesinde ya da çağrı bırakıcak? Her neyse, bir önceki yazımda da yazdığım gibi. Şuan için açılmayı planlamıyorum. Çünkü açılınca başıma neler gelicek biliyorum. Eğer o da bana karşı aynı duyguları hissetmiyorsa benden uzaklaşacaktı ve ben onunla konuşmadan zaman geçirirsem delirirdim. Neler yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Delirmeseydim çok iyi olurdu fakat bu gidişle deliririm ben.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

© 2010 Vampir HerifBlogger Template by dzignine - fragman