28 Aralık 2011 - Çarşamba | Güven %100

28 Aralık 2011 Read Comment
Bugün okula gelmemesi imkansızdı. Artık iyileşmişti Gamze, sabah uyanıp servise koştum. Rutin hareketleri yaptık yani, okula geldim koşarak pencere kenarına oturdum. İzlemeye başladım, sonra servis amcayı gördüm uzaktan, evet Gamze'nin servisiydi. Saydım inenleri ; 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 evet, 7. olarak indi, sıçradım yerimden sevinçten. Biraz daha sıçrasam kafamı tavana vururdum heralde, sevindim. Çok sevindim onu gördüğüme. Yavaşça yürüdü, doya doya baktım suratına, özlemiştim evet. Sonra okulun kapısından girdi içeri, görünmeyene kadar izledim onu, sonra hızla sırama gittim. Geldi, yanıma oturdu. "Ooo, kimleri görüyoruz, gözlerimiz yollarda kaldı Gamze hanım." dedim, "Günaydın Vampir, naber?" dedi. Ondan sonrakiler klasik sohbetler işte ya. Derslerde yine sohbet ettik, her zamankinden daha fazla konuştuk. Hiç bitmesin bu gün istedim, fakat sınıflarımızın ayrılma vakti gelmişti, ufak bi hüzünle karışık yan sınıfa gittim ben. O da kendi sınıfına geçti, seçmeli derslerde ayrılıyorduk çünkü.

Yan sınıfa gittim, derste gırgır şamata yaptık. 2 ders hızlıca geçti, öğle arası Gamze ile konuşmak için koşarak sınıfa geldim, sınıfta yoktu. Daha gelmemişti kendi sınıfımıza. Bekledim, arkadaşlarla konuştum. Birdenbire sınıfa girdi Gamze, arkasında da geçenlerde ona açılan çocuk. Emre, evet Emre. Sohbet ederek geliyorlardı, lan bu kız bu çocuktan nefret etmiyor muydu? Geçen gün gözümün önünde siktir etmemişmiydi ha? Ne oldu da tekrar konuşmaya başladılar? Kafamdan kızgın sular döküldü, delirdim. Şok oldum, konuşuyorlardı. Hatta Gamze arada bi gülümsüyordu, ölmek üzereydim. Başıma bi ağrı saplandı. Kapının önündeydim, başımı tuttum. Emre yanımdan hızlıca geçti gitti, zil çalmıştı. Gamze yanıma geldi, gözlerim kapalıydı. Sesini duydum "Vampir neyin var?" dedi. "Hii, hiç, hiç, hiçbişeyim yok, sadece başım ağrıdı." dedim. Ses çıkarmadı ve yan sınıfa tekrar gitti, evet unutmuştum. Yan sınıftaydı bu ders'te o. Boş boş oturacaktım sınıfta ben yine. Zil çaldı, geçtim sırama. En arkadayım zaten, suratımı astım, kitabı karalamaya başladım. Düşünüyordum, neden konuştu onla, neden beraber gezdi. Kendisi değil miydi ondan nefret eden? Haddim olmasa da kıskanıyordum onu acayip bi şekilde. Ders sonuna kadar içim içimi yedi, 'neden konuştu lan!?' diye.

Öğle arası zili çaldı, çıktım gittim sınıftan. Yanımda Emrah vardı, peşimden geldi. 'Hayırdır neyin var' diye. Anlattım işte böyle böyle, zaten Gamze'yi sevdiğimi bilen 3 kişiden birisi o. "Oğlum Emre'yi bilmiyo musun, yine zorla takılmıştır kızın peşine. Takma kafana boşveeer." dedi. Öyle miydi ki? Eğer öyle olsaydı kaçardı Emre'den, arkadaşlarının yanına giderdi. Aksine o onunla birlikte 3-4 adım yürüdü ve konuşurken gülümsedi. Çok kötü oldum. Hani millet sinirlenince filan sigara üzerine sigara yakar ya, okulda sigara yakamadığım için gittim kantine, ne bulursam aldım. 3-4 tane maximus, baharatlı çubuk kraker, eti puf filan. Ne bileyim amına koyim, sakinleştirici bişeyler yemem gerekti.  Hepsini 15 dakika içinde yedim bitirdim. Rahatlamıştım, cidden bu çikolata rahatlatıyor lan adamı. Sınıfa çıktım, oturdum sırama. Selma geldi, yanıma oturdu. Yaslandı bana, niyeyse bu grup bana acayip güveniyo lan. Olm bi kız erkeğe yaslanır mı, bildiğin göğsüme yattı amına koyim. "Napıyosun yine la" dedim Selma'ya. "Müzik dinliyorum müziik" dedi. Ben de kafamı yaklaştırdım, ikimiz dinliyorduk kafalarımız birleşik şekilde. Gamze geldi sonra, yanıma oturdu. Ters bi bakış attı bana. Hayırdır amına koyim, ne bakışı atıyon. Sen Emre ile gezerken ve gülerken sorun yok, ben senin yakın arkadaşınla kafa kafaya müzik dinlerken mi sorun var? Ders başlangıcında Selma gitti yanımdan. Sırasına oturdu, başladı hoca ders anlatmaya. Baktım Gamze Edebiyat dersinde Matematik çözüyor. Konuşmak için bahane çıktı işte,

-Haha, izliyorum 5 dakikadır çözemedin aynı soruyu?
+Çözmeye çalışıyorum ya, unutmuşum bu konuları hep, ders çalışmam gerek.
-Oha sanki çalışmıyodun ya, çalışmaya başlamalıyım diyosun.
+Ya vampir deme böyle, cidden çalışmıyorum.
-Hadi öyle olsun bakalım.
+Hadi bi kağıt ver de yazışalım, sıkıldım.
-Tabi, hemen.

Verdim kağıdı, bekledim, bekledim, bekledim. Ses yoktu, birden kafamı çevirdim. Baktım ona, şaşırdım. Beni seyrediyordu. Gözgöze geldik,

+Vampir, sana bişey söyleyebilir miyim?
-Tabi?
+Sana güvenebilir miyim?
-Güvenilmeyecek birisi miyim?
+Peki o zaman bekle

dedi ve kağıda bişeyler yazmaya başladı. Kağıtta yazanlar ;

"Sana bir sır vericem, fakat kimsenin bilmemesi gerek. Şuan 2 kişi biliyor ve sen de bil istedim."

Lan böyle yazınca oraya içime bi alev düştü, acaba benden mi hoşlanıyor la, öyle bişey mi yazacak diye kalbim küt küt atmaya başladı. Beynime kan pompalandı, terlemeye başladım. İçimden dualar ediyodum o olsun diye. Sonra kağıda

"Tamam, söyle?"

yazdım ve geri verdim.

Kağıt bana geri döndüğünde ailesi ile ilgili bişey yazıyordu.  Yine de bunu öğrendiğim iyi oldu.

+En iyi arkadaşlarıma söylemedim, çünkü onlara söylesem anlamayacaklardı. Salak saçma konuşacaklardı. Ama senin öyle bişey yapacağını ummadığım için söyledim.
-Benden laf çıkmaz, bana güven.

dedim.

Konu kapandı, başka şeyler konuşmaya başladık. Havadan sudan, özlemiştim konuşmayı. Sonra hastayken mesaj attığımda neden cevap vermediğini söyledi, telefonu elime alacak halim yoktu, yazamadım kusura bakma filan dedi. Ben de "Arayacaktım da şimdi sıcak yatağından kalkıp telefonla konuşupta başını ağrıtma diye aramadım" dedim. Ve buna inandı. Yine de sağol filan dedi. Nasıl diyeyim lan ona inat ettim aramadım mesajlara cevap gelmeyince diye. Diyemem işte. Sonrasında zil çaldı, sınıftan ikimiz çıktık son olarak. O arkadaşlarının yanına ben arkadaşlarımın yanına doğru yürüdük, ayrılacağımız zaman omzundan tuttum ve "Görüşürüz hasta bayan" dedim, "Bye bye Vampiiir" dedi. Sevinçle evin yolunu tuttum. En iyi arkadaşlarına, hatta kaç yıllık 11 yıllık filan olan arkadaşlarına söylemediği bi sırrı bana vermişti. Bugün de onun sevinciyle uyurum heralde, bana güven duygusu çok yüksekti çünkü. Her olayda beni çağırıyordu, çağırmayınca bozuluyordum tabi ama belli etmiyordum, seviyorum abi ben o kızı ya, her ne kadar odun bi kişiliğe sahip olsa da seviyorum işte. Harikasın Gamze sen, harika. 

Eve geldim, bilgisayarımı açtım, rutin işlerimi yapmaya başladığımda telefon çalmaya başladı. Berna arıyordu. Açtım, Selma'lara gidiyorum, bi arayayım dedim filan dedi. Yarım saat boyunca konuştuk, Selmalara geçince orda bi yarım saat daha konuştuk.1 saat konuştuk yani. Sesimin garipgiliğini konuştular, telefonda biraz ciddi takılırım ben. Sesim baya değişik olur, büyük adamlar gibi yani. Kuuğul bi havada konuşurum. Selma sesimi duyunca o kim filan dedi, Berna da işte bu bizim vampir dedi. Sonrasında Vaay lar filan havada uçuştu duydum yani. Harika lan telefonda Vampir'in sesi dediler, bende de bi hava oluşmadı değil yani. Sonrasında da TV izledim ve bunları yazıyorum işte. Az önce Berna facebook'tan yazdı bana, ben de sordum laf arasında sesimin telefonda nesi var diye, "Harikaydı sesin, etkileyiciydi. Selma filan etkilendik işte" dedi. Vay arkadaş ya, ben sizle değil de Gamze ile konuşmak istiyorum, onu etkilemek istiyorum.

Her neyse, benim ne yapacağım hakkında ufak bi düşüncem bile yok, ölürüm galiba bu gidişle. Hiçbir fikrim yok, neler olacak zaman herşeyi gösterir.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

© 2010 Vampir HerifBlogger Template by dzignine - fragman